Bu Kadrolara Artık Gerek Yok

İllerde ve ilçelerde belediyeye ait bir yığın iş makinesi varken kamunun diğer kurumlarının da aynı türde cihazları vardır. Halbuki çift başlılık sona erdirilmiş olsa yüzde 50’ye varan oranlarda tasarruf sağlanır.

İletişimin, yönetimin son derece kolaylaştığı günümüzde il ve ilçelerde bu kadar çok kamu yöneticisine(?) artık hiç lüzum yoktur. Bir yerde hem vali / hem kaymakam hem belediye başkanı olmasına asla gerek yoktur.

Son olarak, 2021’de Batı Karadeniz Bölgesindeki, bastonu ile tanınan 20 bin kadar nüfusu olan bir ilçedeki meslek lisesinde idareciydim. 500 civarında öğrenci ve 60 civarında öğretmen ile öğretim yapıyorduk. Sekreterim, makam şoförüm, özel kalem müdürüm vb. yoktu. Bunlara gerek de yoktu.

Lakin, okulda hiç gerekmediği halde, yıllar boyunca 4-9 müdür yardımcısı, 7 bölüm şefi, 14 atölye şefi görev(?) yaptı. Bunlar tamamen arpalık kadrolardır. Sadece fazla para ödemek için icat edilmişlerdir. Mesleki dersler verilen bir kurumda 30 kadar idareci olmamalıdır.

Bu minik ilçedeki diğer kamu kurumlarının çoğunda özel makam taşıtı ve memur bolluğu söz konusuydu. Kaymakamda, belediye başkanında, jandarma komutanında, müftüde, orman, mal, özel idare, hastane, çevre, tapu, emniyet, eğitim, yüksek okul müdüründe, mahkeme başkanında vb. özel sürücülü aşırı lüks makam araçları söz konusuydu.

Valiler, vali yardımcıları, kaymakamlar, belediye başkanları, belde başkanları, ilçe milli eğitim müdürleri vb. mutlaka azaltılmalıdır. Nüfusu azalan il ve ilçeler yeniden yapılandırılmalıdır. Ardahan, Bayburt, Kilis gibi illerin başka illere bağlanmasında bir risk yoktur. Toplam il nüfusu 50 binin, ilçe nüfusu 10 binin altına düşen ilçelerin durumunun değiştirilmesi doğru bir icraat olacaktır.

Bir ilçe il yapıldığı zaman onlarca yeni kurum, yüzlerce yeni memur, işçi alımı söz konusu olmaktadır. Türkiye’nin kamu çalışanı sayısının Almanya’nın 5 katı fazla olması bizi aşağı çekmektedir.

Özellikle küçük ilçelerde hiçbir işlevi olmayan milli eğitim müdürlerine, yardımcılarına, şube müdürlerine gerek kalmamıştır.

Örneğin doğum yerim olan Bolu’nun Kıbrıscık İlçesinin şu anki nüfusu 3 binin altındadır. Burada 250 civarında öğrenci, 30 kadar öğretmen söz konusudur. Bu denli az eğitimcinin çalıştığı bir ilçede milli eğitim müdürünün ne iş yaptığını izah edecek biri var mıdır?

Yine çok az nüfuslu Dörtdivan, Seben, Mudurnu, Mengen, Yeniçağa, Göynük gibi ilçelerin kamu görevlilerinin sayısı yüzde 50 azaltılabilir. Bilişim çağında her işi internet üzerinden yapabiliyoruz. Misal, 20 yıldır hiçbir banka şubesinin içine girmişliğim bile yoktur.

İl ve ilçelerdeki küçük okullar tek yerleşke çatısı altında toplanabilir. Özel sektör bunu başarıyla yapıyor. 2 yıldır Ankara’da özel okulda çalışıyorum. Aynı binada ana okulu, ilkokul, ortaokul, lise, meslek lisesi, fen lisesi olabiliyor. Bu sayede idareci ve öğretmenler daha verimli istihdam edilebiliyor.

Kamunun öğretmenlerinin büyük dilimi maalesef haftada sadece 2 gün çalışıp yılın 9 ayında yatıyor. Bu faciaya 60 yıldır çözüm bulan yoktur. Özel okul öğretmenleri haftanın 5-6 günü öğrencilerle birlikteyken kamunun eğitimcilerinin haftada sadece 2 gün ders vermekle yükümlü olması bizi üçüncü dünya ülkelerinin arasına itiyor. Akılcı hareket edilse 500 bin kadar öğretmenin başka işlere kaydırılması icap edecektir.

Sonuç olarak, kamuda aşırı istihdam söz konusudur. Yapay zekanın, e-devletin, bilgisayarın, otomasyonun öne çıktığı günümüzde “idareci” sayıları yüzde 70 oranında azaltılabilir. Daire başkanları, şube müdürleri, müdürler, vali yardımcıları, danışmanlar, sekreterler, makam şoförleri, vekiller, muhtarlar çok az çalışarak kamu kaynağını eritiyorlar.

Ali Özdemir
(Eğitimci/Yazar)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir