Bir ülkenin parasının değerini “üretim gücü ve üretme potansiyeli” belirler. Eğer o ülke halkı kendi ürettiği malları kullanmaz ise fabrikalar, atölyeler kar edemez küçülüp yok olur…
300 yıldır kendi kendimize kötülük ediyoruz. “Asılacaksan İngiliz ipiyle asıl” diye ata sözümüz bile vardır.
Arabası, televizyonu, fırını, buzdolabı, kliması, telefonu, ayakkabısı, saati, fayansı, parkesi, lambası, gömleği, parfümü, eşofmanı, tişörtü, şampuanı, diş macunu, kahvesi, çayı, muzu, makarnası, pizzası, pirinci ithal yani yabancı markalı olanların dolar artıyor, geçinemiyoruz demeye hakkı var mıdır?
Her ürünün ithalini tercih edenler olduğu sürece dolar düşmez.
Türkiye’de her ürünün yerlisi var artık. Türk sanayisi her malı üretebilecek donanımda… Bıldır yenilen hurmalar gün gelir tırmalar…
Yerli mallara burun kıvıranlar ülkeyi yabancı şirketlere teslim ediyorlar…
Bir ürün alacağımız zaman önce yerlisi var mı diye sormalıyız. 300 yıldır yabancı mal hastalığımız var. Bunları yazarken siyaset ile bir bağ kurmuyorum. 1980’den beri tamamen ithal mala yöneldik.
84 milyon insanın ayaklarına bakın. Hep yabancı marka göreceksiniz. Sonra da “Döviz artıyor, ülke batıyor” diye konuşuruz.
Akşamları TV’lerde ahkam kesen birçok maymunun da yabancı mal kullanıyor.
Ali Özdemir
(Eğitimci/Yazar)