Elektrikle çalışan vasıtalara asla karşı değilim. Petrolle çalışan türlerin kısa sürede üretimden kaldırılmasını temenni ediyorum. Yollardaki tüm benzinli ve motorinli araçların elektrikliye dönüştürüleceği günlerin de yakın olduğunu düşünüyorum.
Bilgisayar faresi 40 yıl kadar önce piyasaya sürüldüğünde 1500 dolar gibi bir fiyattan satılmıştır. Şu anda bu aygıt 1 dolara bile alınabiliyor. İlerleyen zamanda elektrikli aracı oluşturan parçalar da epey ucuzlayacaktır.
85 milyon nüfuslu Türkiye’de 25 milyon civarı kara, deniz, hava taşıtı var. Şu anda bunların sadece binde 1 kadarı (20-25 bin) elektrik enerjisiyle çalışmaktadır.
Araçlardaki aküyü şarj etmek için gereken enerji kömür, linyit gibi kaynaklarla elde ediliyorsa “çevre” noktasında bir kazanım söz konusu olmayacaktır. Yani, elektrikle çalışan araç çevreyi kirletmez ama kömür ile elektrik üreten santral zararlı kimyasallar ürettiği için bir fayda söz konusu olmaz.
Elektrikle çalışan arabaların tam çevreci olması için üretilen elektriğin rüzgar, güneş ve hidroelektrik santral (baraj) ile elde edilmesi gereklidir.
Türkiye’deki 25 milyon civarı taşıtın elektrikliye dönüşmesi çok büyük bir mali kaynak gerektiriyor. Tüm ülkede şu anda sadece 3-4 bin civarı şarj noktası bulunmaktadır. Bu sayı çok yetersizdir. Araçları ev ve işyerlerinde şarj etmek de olasıdır. Lakin, ikamet ettiğimiz konutların tesisat altyapısı aynı anda 1-2’den fazla sayıda aracın şarj edilmesine uygun değildir.
Ortalama olarak 200 kW’lık bir akünün gece boyunca (10-12 saat) prize takılı kaldığını varsayalım. Bu, saatte 18-20 kW enerji çekilmesi demektir. Bir ya da üç fazlı bir şarj altyapısında taşıtın anlık olarak çektiği akım 30-90 Amper arasında değişir. 20 dairelik bir konutta aynı anda 3-5 araç şarj edilmeye çalışılırsa tesisat altyapısı çöker. O mahallede bulunan dağıtım trafosu da aşırı ısınarak devre dışı kalabilir.
Medyada elektrikli araçlar hakkında analizler yapan sahte otoritelerin yüzde 90’ının enerji arzındaki yetersizlikten haberi bile yoktur.
Elektrikli araçların bakımının daha kolay olacağı yönünde de abartılı yorumlar yapılıyor. Bizim insanımız periyodik bakımları önemsemediği için elektrik-elektronik donanımları toz, nem, sarsıntı, sıcaklık, aşırı zorlama sebebiyle daha çabuk arızaya geçecektir.
Devletin eğitimle ilgili birimleri meslek liselerinin otomotiv ile ilgili alanlarının ders içeriklerini de acilen güçlendirmesi lazımdır. Şu anda otomotivle ilgili bölümleri genel olarak en düşük puanlı öğrenciler tercih etmektedir. Bu, iş bilmez teknik elemanlar mezun anlamına gelir. Halbuki, elektrikli araçlarla ilgili eğitimleri alanların çok başarılı kişiler olması icap ediyor. Otomotivle ilgili bölümlerin kitap, malzeme ve öğretmen altyapısı da kötü durumda. Öncelikle elektronik, yazılım bilgisi iyi öğretmenler de yetiştirmeliyiz. Aküde voltajın olup olmadığını diliyle test eden ustalar(?) hala piyasaya hakimdir.
Sonuç: Elektrikli araçları şarj etmek için gerekli enerji altyapımız (kablo, priz, sigorta, sayaç, pano, hat, trafo vb.) yeterli değildir. Bunları güçlendirmek için mesken başına en az 100-200 dolar (2-4 bin TL) kadar bir harcama yapılması lazımdır.
Ali Özdemir
(Eğitimci/Yazar)