Çocukluğumda, 1970’li yıllarda, köyde sadece Kurban Bayramı döneminde et yiyebildim.
90’lardan itibaren, memur olmaktan ötürü nadiren et alabildim.
2000-2020 arasında da hep kısıtlı miktarda ete eriştim.
Son 3 yıldır prostat bezinin PSA değerini 6.93’ten 3’lere indirdim. Bunu hayvansal ürünleri sıfıra yakın düzeyde tüketerek mümkün kıldım. Et, süt, peynir, tereyağı, yoğurt, yumurta, bal, balık, tavuk yemeden de huzur içinde yaşanabiliyor.
Bana nedense itici, soğuk gelen bir kavram ile ifade ediliyor… “Veganlık” hiç zor değil. Yaşam için sadece bitkiler yetiyor.
70’lerde haydut devlet ABD’nin ambargosuyla 70 Cent’e muhtaç hale düştüğümüz için yeterli beslenememiştim.
2024 itibariyle yine ABD merkezli kıskaç, baskılama, zora sokma, mülteci merkezi yapma, FETÖ ittirmesi, israf, şatafat, liyakatten uzaklaşma, yabancıları mülklendirme, dünyaya bolca yardım saçma, uzayda top ile deney yapma, vergi borçlarını affetme, vakıflama, Kızılaylama, borçlandırma, satma, betonlama, orduyu biçimlendirme, tarikatleri yükseltme, deizme güç verme sayesinde hayvansal ürünlerden, zeytin yağından uzak bir hayat sürdürmeyi başardım…
Bunu sağlayanlara müteşekkirim. İyi ki varlar. Aç yaşamayı hızla öğreniyorum.
Tansiyon, şeker, kalp, damar, felç, alzaymır türü hastalıklara yakalanma riskim de düştü.
Her işte bir hayır var. 🙂
Ali Özdemir
(Eğitimci/Yazar)