1 Mart günü mesai bitimi aracımın yanına gittim. Lastiğin birinin havası inmişti. Tekerlekte bir çivi gördüm. Krikoyu yerleştirdim. Lastiğin 5 cıvatasını söktüm. Lakin tekeri yerinden çıkaramadım. Tekme vurdum, kalın bir tahta ile denedim, olmadı. İş yerinin tam karşısında bulunan akaryakıt istasyonunun yan kısmındaki lastik onarımcısına baktım. Saat 19 civarı idi. İşyeri kapanmıştı. Telefon ile aradım. “1-2 km uzaktayım. Gelebilirim” dedi. 15 dakika sonra küçük ticari aracıyla geldi. Lastiği yerinden çıkardı. 150 metre uzaktaki dükkanına götürdü. 10 dakikada onarımı yaptı. “Borcum ne kadar” dedim. “200 TL alıyoruz” dedi. Hiç tartışmadan, polemiğe girmeden parayı ödedim. Ancak helal etmedim. Asgari ücretin 4200 TL, günlük yevmiyenin 150 TL olduğu bir ülkede 30-45 dakikalık süre çalışma karşılığı 200 TL alınmasını makul bulmadım…
6 Mart günü özel otoparkının uzaktan kumandalı bariyerinin arızalı olduğu bildiren tanıdığımın işyerine gittim. 10-20 otomobilin sığabildiği yerin kapısına kumandalı bir mekanik düzenek kurulmuştu. Kontrolü yapan panoyu açtım. Kitap büyüklüğünde bir elektronik devre, portakal büyüklüğünde bir motor, iki sınır anahtarı mevcuttu. Benden önce elektronikten anladığını söyleyen bir kişiyi onarım için çağırmışlar. Birkaç yere lehim yapıp gitmiş. Sistem onarılamamış. Sistemde 3 adet mini sigorta yuvası vardı. İkisi atık halde idi. Birisinin ise yeri boştu. İki sigortaya saç kılı kalınlığında ince tel sardım. Üçüncü yuvaya ise kibrit çöpü şeklindeki plastik bir parçanın üzerine ince tel sarıp yerleştirdim. Sistem çalışmaya başladı. Pazar günü olduğu için sigorta satan işyerleri kapalı idi. O nedenle geçici olarak ince tellerle onarımı yaptım. Bu iş için para talep etmedim. Üzüldüğüm husus şu, 21. yüzyılda hiçbir teknik bilgisi olmayan insanlar tamirciyim diye ortalıkta dolaşıyor.
12 Mart günü bir otelin oda kapılarındaki kartlı kilit sistemlerinin 3 tanesinin bozuk olduğu, bunun için teknik servisin 6 bin TL onarım parası talep ettiğini öğrendim. 3 kilidi de önüme koydum. Hepsini sırayla açtım. Birinin kibrit kutusu büyüklüğündeki devresine kalitesiz pilin içindeki sıvı akmıştı. Temizlik spreyi ile arıtma işini yaptım. İkinci ve üçüncü kilitlerin 5 kalem pil içeren besleme bölümündeki artı-eksi bağlantı noktaları küflenmiş ve kırılmıştı. Alüminyum folyo kağıdı ve 1-2 cm ince bakır tel ile temas noktaları oluşturdum. Bu işlemler 30 dakikamı aldı. Aygıtlar çalışmaya başladı. 3-5 dolarlık maliyeti olan kilit mekanizmaları için 400 dolar tamir bedeli isteyen hırsızlara onlarca beddua gönderdim…
Bu yazı için bana çok kızan olacaktır. Bir sürü gerekçe sayan da çıkacaktır. Kira, elektrik, su, telefon, yol, yemek, SGK, stopaj, muhasebeci gideri vb. gerekçeler sayılacaktır. Ancak bunlar makul mazeretler olarak görülemez.
Bir cihazınız bozulduğunda mutlaka teknik okul diploması olan, konu ile ilgili kurslara katılmış, deneyimli, referansları sağlam kişilerden yardım isteyiniz. “Ben tamirciyim” diyen herkese aygıtlarınızı kurcalatmayınız.
Ali Özdemir
(Eğitimci/Yazar)