Zonguldak‘ta lise öğrenimi sırasında Behçet Necatigil‘in öğrencisi oldu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ndeki yüksek öğrenimini yoksulluğu ve hastalığı nedeniyle sürdüremedi. Zonguldak’ta çalışmak zorunda kaldı.
O da arkadaşı Rüştü Onur gibi veremden öldü. O dönem yayınlanan şiirleriyle en iyi şairlerden biri kabul edilmiş, hayatındaki acılara karşın, gizli bir üzgünlük içinde yaşamanın güzelliğini yazmıştı. Şiirlerini, önsözünü en yakın arkadaşı gazeteci Muzaffer Soysal’ın yazdığı Şimdilik adlı bir kitapta topladı.
Zonguldaklı Şair Muzaffer Tayyip Uslu Şiirleri
Ölümü Düşünmek Şiiri
Mümkün mü ağlasın annem
Mezarımın başucunda
Ben sesimi çıkarmıyayım
Hayırsız bir evlat gibi
Bir bulut uçsun da
Ben başımı kaldırmıyayım
Yağmur dindikten sonra
Gezinmiyeyim caddelerde
Ah, mümkün mü bir güzel kadın
Geçsin de yanımdan
Ben seyretmiyeyim
İçimi çekerek
Rüştü’den Gelen Mektup
-OKTAY RİFAT’A-
Önce bütün şairlere selam
Sonra şunu söylemek isterim
Ölüm hiçte güzel değil
Ne sabah var ne akşam
Sokakların ellerinden öperim
Bana yaşamasını öğretmişlerdi
Dost olsun düşman olsun
İnsanlara iyi günler dilerim
Söyle sarı saçlı daktiloya
Ben yokum artık
Vefasız dostlara hatırlat
Kimseye kalmaz o dünya
Nasıl unuturum güzeldi yaşamak
Fakat hakkı varmış Oktay’ın
“Hatıralar da dal istiyor
Kuşlar gibi konacak”
Öldükten Sonra Şiiri
Diyecekler ki arkamdan
Ben öldükten sonra
O, yalnız şiir yazardı
Ve yağmurlu gecelerde
Elleri cebinde gezerdi
Yazık diyecek
Hatıra defterimi okuyan
Ne talihsiz adammış
İmanı gevremiş parasızlıktan
Kan Şiiri
Önce öksürüverdim
Öksürüverdim hafiften,
Derken ağzımdan kan geldi
Bir ikindi üstü durup dururken
Meseleyi o saat anladım
Anladım ama, iş işten geçmiş ola
Şöyle bir etrafıma baktım,
Baktım ki yaşamak güzeldi hâlâ
Mesela gökyüzü,
Maviydi alabildiğince
İnsanlar dalıp gitmişti
Kendi alemine
Benden Size Şiiri
Yalnız ben mi inkâr ediyorum Allahı
Mevsimler benden kafir
Ya kuşlar ve ağaçlara
Ne buyurulur
Uzun söze lüzum yok
Şahidimdir
Beş parasız gezindiğim sokak
Bir zaman yaşadığıma
Ve bir hatıra olsun diye
Benden size
Hiç sıkılmadan söyleyebilirim
Sarışın kızlara bayıldığımı
Gramer Dersi Şiiri
Sevmek” bir kelimedir
“Sarı saçlı” dersem bir kız için
Sıfat söylemiş olurum
“Ben sarı saçlı bir kız sevdim”
Bir cümledir. Sevda dolu bir cümle
Nokta koymalı, durmalı zira
Zira “açlık” da bir kelime
Cümleye gelmez sarı saçlı kız gibi
Ah elbet dolaşırsa ölüm sık sık dilime
“Öleceğim, ölüyorum, öldüm”
Diyeceğim bir gün
Kuş Misali Şiiri
Derler ki insan oğlu
Uçan bir kuş misali
Bir bakarsın burda şimdi
Bir bakarsın öldü gitti..
Ve işte dünyamız
Ağacın kuşa,
Kuşun ağaca
Benziyen bir tarafı yok..
Ben de diyorum ki
Muzaffer Tayyip adındaki insan
Güzel olan yaşadığımızdır
Bir gün öleceğimiz değil..
Belki diyorum kendi kendime
Belki de öldükten sonra
Mümkündür yaşamak.!
Ağaç, Kuş Ve Güneş Şiiri
Ağaç, kuş ve güneş
Sizi dertsiz bildim
Dertli günümde..
Sokak, seni sevdim
Ellerim cebimde..
Bulut, seni aradım
İşsiz günümde..
Saadet, seni buldum
Bu kalabalık şehirde..
Ağaç, kuş ve güneş
Sizi dertsiz bildim
Dertli günümde..
Bilmediğini Biliyorum Şiiri
Diyecekler ki arkamdan
Ben öldükten sonra
O, yalnız şiir yazardı
Ve yağmurlu gecelerde
Elleri cebinde gezerdi
Yazık diyecek
Hatıra defterimi okuyan
Ne talisiz adammış
İmanı gevremiş parasızlıktan..
Bel ki diyorum kendi kendime.!
Belki öldükten sonra
Mümkündür yaşamak.!
Bir Sevda Şiiri
Sen eski bir sevda şiirisin.
Bir koku var sende,
Sıcak yaz akşamlarına mahsus…
Ellerinde mi,
Saçlarında mı,
Gözlerinde mi
Bilmem…
Bir koku var sende,
Sıcak yaz akşamlarına mahsus…
Evadoksiya Şiiri
İnkar etmiyorum ki
Öpmesine öptüm Evadoksiya’yı.
Hem de zeyrek yokuşunda öptüm.
Sinemaya da götürdüm.
Fakat ben o zaman
Deli gibi seviyordum onu.
Sanırsam o da beni seviyordu..
Sevmese ıslık çalar mıydı,
Saat ondan sonra,
Çabuk gel diye…
Günaydın Şiiri
Kapalı duran penceremden
Odama giren sabah güneşi
Günaydın diyor
Sandalyanın sırtında ceketim
Dün gece olup biten
……….
……….