1989 yılından 2021 sonuna kadar MEB bünyesinde meslek dersleri öğretmenliği yapıp emekli oldum. Halen özel bir meslek lisesinde çalışmaya devam ediyorum.
Kamuda çalıştığım uzun süre zarfında mesleki bilgilerimin yeterli olup olmadığının saptanması için hiç sınava tabi tutulmadım. Ruhsal, fiziksel sorunlarımın olup-olmadığı da tetkik edilmedi.
Gelişmiş ülkelerde öğretmenler en nitelikli kişiler arasından seçilmekte, periyodik olarak sınavlardan geçirilmektedir.
MEB bünyesinde öğretmen ve idareci olarak çalışırken bilgisi, görgüsü, ruhsal-fiziksel durumu sıkıntılı yüzlerce öğretmen ile karşılaştım. Bunlar çoğunlukla ne yazık ki sendikalar ve siyasetçiler tarafından korunarak mesleğin dışına alınamadı.
Hekimler “uzman” olabilmek için TUS’a (Tıpta Uzmanlık Sınavı) girmek zorunda. Sınavdan sonra da 4 yıl mesleki eğitim alıyorlar. Aynı uygulamanın öğretmenler için de olmasının hiçbir sakıncası yoktur. Öğretmenler de 5 yılda bir mesleki içerikli sınava alınmalı ayrıca sağlık durumları da tetkik edilmelidir.
KPSS sınavına girip, şıkların yüzde 10-20’sini doğru işaretleyerek öğretmen olan kişilerin arada bir bilgi içerikli sınava alınması son derece faydalıdır. “Sınav en iyi öğretmendir.”
85 milyonluk Türkiye’de 1 milyon 200 bin öğretmen görev yapıyor. Bu kitlenin niteliği ne kadar artarsa o kadar ileri gidebiliriz. Bu yazıyı yandaş/politik amaçlı olarak görmeyiniz. Sınav sayesinde hiçbir bilgisi olmayanlar ortaya çıkacaktır. Bunlar, ilerleyen zamanda mutlaka zorunlu hizmetiçi eğitime de alınmalıdır.
Bu yazıma çok sayıda öğretmen tepki gösterecektir. Bunlar hiç önemli değildir. Doğrular tektir. Vasata tahammülüm yoktur. Son 27 yılda 60’tan fazla kitap yayınlamış bir öğretmenim. Cehalet bizi zayıf bırakıyor…
Ali Özdemir
(Eğitimci/Yazar)