Vasıfsız eğitim yöneticileri tasfiye edilmeli…

Karadeniz Bölgesindeki bir ilde yedi yıl öğretmen ve idareci olarak çalıştım.

Yazmaktan, konuşmaktan aciz, mevzuattan habersiz, yetersiz, bilgisiz, höt-zöt tiplerle boğuştum.

ABD-CIA-GLADYO kuklası, sahte Müslüman yapının tüm faaliyetlerinde etkin rol almış şahıslar hala çocuklarımızın, geleceğimizin biçimlendirilmesinde söz sahibi durumundalar.

Siyaset ağalarına, ekabirlere, sahte cemaatlere sırtını dayayarak basamakları hızlıca çıkmış vasıfsızlar eğitimi batağa saplamaya devam ediyor.

Son 1 yıldır özel girişimciye ait bir kolejde çalışıyorum. İnanın bu okulda asalak, tembel, arızalı, vasıfsız, bilgisiz bir tek kişi yok. Görevini tam yapmayanlar bir gün bile çalışamıyor. Ayrıca, herkes performansına, başarısına göre maaş alıyor.

Çok kızanlar olacak ama ifade edeyim: Eğitim sektöründe özel sektörün payı yüzde 10’lardan yüzde 70’lere çıkarılmalıdır.

Türkiye eğitimde, dünyadaki 200 civarı ülke arasında son yüzde 20’lik dilimde yer almaktadır. ÖSYM’nin yaptığı tüm sınavlarda soruların yüzde 90’ına cevap verilemiyor…

Matematik, fizik, kimya, biyoloji gibi temel bilim derslerinde ise her 10 sorunun sadece 1’ine cevap verebilen toplum ile karşı karşıyayız.

Bu ülkenin eğitimde sıçrama yapması şu anki anlayış ile mümkün değildir. AB ülkelerinde öğretmenler her 5 yılda bir bilimsel, ruhsal tetkiklerden, sınavlardan geçiriliyor. Bizde ise 1.150.000 öğretmenim yüzde 70’i, sendikaları aracılığıyla uzman/baş öğretmenlik sınavına bile karşı çıkıyorlar.

Sınav en iyi öğretmendir. Mesleki ve pedagojik bilgilerden bihaber kitleyi tespit etmenin tek yolu sınavdır…

Okul idarecileri, ilçe ve il yöneticileri siyasetçi zümresi tarafından değil, mesleki sınavlarla tespit edilmelidir…

32 yıl MEB bünyesinde çalıştım. Girdiği hiçbir sınavda geçer not alamamış vasat, abullabut tiplerle mesai yaptım… Bu çağdışı yapı değişmedikçe cehalet yok olmayacaktır…

Ali Özdemir
(Eğitimci/Yazar)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir